Türkiye’de adı çok fazla anılmasa da binlerce kadının ve çiftin hayatını karartan gizli bir sorun var: Vajinismus. Çoğu zaman sır gibi saklanan bu problem, kadınların özgüvenini sarsıyor, evlilikleri çıkmaza sokuyor, çiftler arasında derin uçurumlara yol açıyor. Uzmanlara göre ülkemizde her 10 kadından biri bu sorunla karşı karşıya! Ancak utanç, yanlış inanışlar ve cinsellikle ilgili bilgi eksiklikleri nedeniyle pek çok kadın, “kilitli bedenlerini” yıllarca saklamak zorunda kalıyor. Konuyu HERA Vajinismus Tedavi, Eğitim ve Araştırma Derneği Kurucu Başkanı, Cinsel Terapist ve Jinekolog Doç. Dr. Süleyman Eserdağ ile konuştuk…
- Vajinismus nedir?
Vajinismus kadının kendi isteğine rağmen vajinasına herhangi bir yabancı cismi alamaması olarak tarif edilir. Yani aslında kadın ister ama vücudu bir türlü izin vermez; bir “içe alma” problemidir. Aynı zamanda kadının yaşadığı derin korku ile cinsel ilişkide panik atak benzeri bir tablo da yaşanır: Tüm vücutta kasılmalar, hızlı nefes alıp verme, terleme, çarpıntı gibi. İstemsiz kasılmalar nedeniyle ya tam bir cinsel birleşme yaşanamaz ya da oldukça zor ve ağrılı şekilde olur.
- Bu durum çiftleri nasıl etkiliyor?
Vajinismus sadece yeni evli kadınlarda değil, 20-30 yıllık evliliklerde bile görülebiliyor. Düşünün, 30 yıl evli olup da hâlâ cinsel birleşmeyi yaşayamamış çiftler olabiliyor. Üstelik içlerinde oldukça eğitimli insanlar da var; öğretmenler, doktorlar, hatta psikologlar gibi. Yıllardır taşıdıkları ve kimseyle paylaşamadıkları bu ağır yük altında adeta eziliyorlar.
Bazı çiftlerde ise durum oldukça farklı. Kadınlardaki değersizlik hissi ve içe kapanıklık, erkeklerdeki sabırsızlık ve hoşgörü eksikliği ile birleşince ilişkiler şiddetli tartışmalara, öfke patlamalarına, aldatmalara, hatta boşanmalara kadar gidebiliyor. Bazen ise adeta evlilikteki saatsiz bir bomba gibi ne zaman patlayacağı belli olmuyor.
- Evlilik için cinsellik şart değil mi?
Cinsellik elbette evliliği güçlendiren önemli unsurlardan biri. Ancak bazı çiftler, durumlarını kabullenerek cinsellik olmadan da evliliklerini sürdürmeyi tercih edebiliyor. “Hiç değilse çocuk yapalım” düşüncesiyle merkezlere başvuran çiftlerin sayısı da oldukça fazla. Oysa onlara öncelikle bu sorunun çözülmesi gerektiği anlatılmalıdır. Vajinismus bir kısırlık (infertilite) problemi değil, cinsel işlev bozukluğudur.
- Vajinismusun sebepleri neler?
Türkiye’de cinsellik hâlâ tabu. Doğru bilgiler verilmediği için kulaktan kulağa yayılan şehir efsaneleri, vajinismusun en önemli nedenlerinden biri. Özellikle yetiştirme tarzıyla ilgili hatalar, ilk cinsel deneyim ve kızlık zarı ile ilgili korkutucu hikâyeler, cinsel travmalar kadının bilinçaltında derin bir korku olarak yerleşebiliyor. Bunun yanı sıra doğuştan gelen yapısal sorunlar da önemli sebepler arasında.
- Tanısı nasıl konur?
Vajinismusun kesin tanısı, alınan tıbbi öykü ve basit bir jinekolojik muayene ile konabiliyor. Yalnızca bir dakika süren bu muayenede kızlık zarı ve vajina ile ilgili fiziksel sorunların olup olmadığına da bakılıyor. Ayrıca vajinismusun derecesi belirlenerek, hasta için en uygun tedavi yöntemine de karar veriliyor.
- Vajinismus tedavilerinde neler yapılıyor?
Hastaların pek çoğunda cinsellik ile ilgili yanlış inanışlar var. Bu yüzden vajinismus tedavilerinde öncelikle hastalara genital bölgeleri ile ilgili temel bilgiler veriliyor; anatomik yapılarını ve işlevlerini öğreniyorlar. Daha sonrasında pelvik kaslarına söz geçirebilmeyi öğreten egzersizlere başlanıyor. Adım adım korkularıyla yüzleştirerek kısa sürede sorunu aşmaları için çalışıyoruz. Tedavilerin tamamı kişiye özel yöntemlerden oluşuyor, yani problemin derecesine göre tedaviler bireyselleştiriliyor. Ayrıca gerekli durumlarda destekleyici bazı yöntemlerden de faydalanılabiliyor. Böylelikle sorun, genellikle 4-5 gün gibi kısa bir sürede ve kalıcı bir şekilde çözülebiliyor.
