20. yüzyıl başında Sovyet coğrafyasında sömürgeci güce karşı fikir üreten Galiyev ile 21. yüzyılda Amerika’da ırksal ve ekonomik eşitsizliklere karşı çıkan Mamdani, farklı dönemlerde aynı adalet arayışının temsilcileri.
Henüz 32 yaşındaki Mamdani, Müslüman kimliğini günlük ritüellerden çok kamusal kapsayıcılığın bir aracı olarak kullanıyor; camilerle temas kurup imamlar ve göçmen topluluklarıyla dayanışma ağları oluşturuyor.
Galiyev, Bolşevik Devrimi’nin ardından “Doğu halklarının devrimi” fikrini ortaya atmış; Batı merkezli sosyalizmin sınırlarını sorgulamıştı. Mamdani de kapitalist metropollerdeki eşitsizlikleri hedef alırken benzer biçimde yerel bir dayanışma dili kuruyor. Her iki isim, sosyalizmin Batı dışı yüzünü temsil ediyor: biri Kazan’da, diğeri New York’ta.
Galiyev, İslam coğrafyasındaki halkların kültürel kimliklerini sosyalist bir temelde yeniden tanımlamak isterken; Mamdani diaspora ve göçmen kimliklerini çatışma değil, dayanışma unsuru olarak görüyor. Galiyev için devrim insanlığın kurtuluşuydu; Mamdani içinse New York, “adalet ve eşitliğin laboratuvarı” olabilir.
Halit Kakınç: “Mamdani dünyayı peşinden sürükleyebilir”
Kakınç, Mamdani’nin seçilmesini “olağanüstü bir gelişme” olarak niteliyor:
“New York gibi bir kentte Müslüman bir belediye başkanının seçilmesi büyük bir dönüşüm. Trump onu görevden alamaz; ABD sistemi buna izin vermez. Mamdani, İslam’ı siyasete alet etmeyen, kapsayıcı bir yaklaşım benimsiyor. Bu yönüyle Galiyev’in kültürel sosyalizmine yakın. Sermaye ve güçlü Yahudi lobisiyle çatışmadan ilerlerse, herkesi kucaklayan diliyle dünyayı peşinden sürükleyebilir.”
