10 Kasım… Bu ülkenin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve özlemle andığımız, ulusal hafızamızın en özel günü.
Ancak bu yıl Aydın’da, bu anlamlı tarih ne yazık ki siyasi baskı ve iddia edilen zorbalıklarla gölgelendi.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, bir kez daha belediye çalışanları üzerinde kurduğu siyasi tahakküm iddialarıyla gündemde. Yıllardır farklı dönemlerde dile getirilen baskı ve yönlendirme iddiaları, bu kez çok daha tehlikeli bir boyuta taşındı.
İddiaya göre, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı AYBA ve ASKİ personeline işten çıkarılma tehdidiyle önce CHP’den istifa ettirildi, ardından aynı baskı yöntemleriyle AKP’ye üye olmaya zorlanıyor.

Üyelik formlarında “Özlem Çerçioğlu referanslı” ibaresinin yer alması ise, iddiaların vahametini katlıyor.
Bir kamu kurumunun personelini, hangi partiye üye olacağı konusunda yönlendirmek ya da baskı altında bırakmak, yalnızca etik dışı değil, aynı zamanda hukuken de ciddi bir suçtur.
Bu tür uygulamalar, hem Anayasa’nın 68. maddesine aykırıdır hem de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun tarafsızlık ilkesini açıkça ihlal eder.

Bu tabloyu “siyaset” olarak adlandırmak mümkün değildir.
Bu, demokratik iradeye müdahale; emekçinin özgür iradesini gasp etme girişimidir.
Bir belediye başkanının görevi, hizmet üretmek; çalışanları arasında siyasi hizipler oluşturmak değil, herkesin hakkını eşit biçimde korumaktır.

Hele ki bu tablo 10 Kasım gibi bir günde yaşanıyorsa, ortada yalnızca idari değil, ahlaki bir çöküş de vardır.
Atatürk’ün “Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir” sözünün anlamını içselleştiremeyenlerin, bugün emekçileri partiden partiye savurması, Cumhuriyet’in ruhuna ihanettir.

Aydın halkı, artık bu siyaset mühendisliğini reddediyor.
Belediyenin kapıları siyasete değil, halka açılmalı.
Kimsenin siyasi kariyeri, bir çalışanın ekmeği kadar değerli değildir.

Çek elini emekçinin sırtından!
Aydın; korkuya değil, özgürlüğe, şantaja değil, adalete inanır.
Ve er ya da geç, bu şehirde hesap verecek olan yalnızca halktır.