Güzellik merkezimize gelen danışanların en sık dile getirdiği sorunlardan biri: “Cildim çok yağlanıyor, ne yaparsam yapayım parlıyor.”

Aslında yağlı cilt, sandığımız kadar “problemli” değil; sadece doğru bakım ister. Üstelik parlama kontrol altına alındığında, yağlı ciltlerin diğer cilt tiplerine göre daha geç yaşlandığını biliyor muydunuz?

Bu, uzun yıllardır dermatologlar tarafından gözlemlenen ilginç bir gerçektir. Yüksek sebum üretimi, cilt yüzeyinde doğal bir koruyucu tabaka oluşturur. Bu tabaka: Nem kaybını azaltır, İnce çizgi oluşumunu geciktirir, Cildi çevresel etmenlere karşı daha dayanıklı kılar. Yani yağlı cilt, doğru yönetildiğinde dezavantajdan avantaj yaratabilen bir yapıya sahiptir.

Yağlı ciltler, doğuştan gelen sebum üretimiyle aslında cilde doğal bir koruma kalkanı sağlar. Fakat bu üretim kontrolden çıktığında, özellikle T bölgesinde istenmeyen bir parlama, siyah noktalar ve sık sık tekrarlayan sivilceler ortaya çıkıyor. Bu yağlı ciltlerin en sık yaptığı hatadır. Cilt nemsiz kaldığında kendini korumak için daha çok yağ üretir.

“Fazlalığı al, nemi bırak, dengeyi kur.”

Çünkü yağlı ciltlerin yaptığı en büyük hata, “Ben zaten yağlıyım, nemlendirici kullanmayayım” demek. Oysa nemsiz bıraktığınız her yağlı cilt daha fazla yağ üreterek kendini korumaya çalışır. Cilt nemsiz kaldığında kendini korumak için daha çok yağ üretir. Yağlı ciltlerin de hafif yapılı, su bazlı nemlendiricilere ihtiyacı vardır.

Peki neden yağlanır?

Genetik yatkınlık, Hormon değişimleri, Stres, Yanlış kullanılan ürünler, Cildi fazla kurutmak… Bunların hepsi cildin savunmaya geçmesine ve daha fazla yağ üretmesine neden olur. Yani cildi kuruttukça daha çok yağlanır. Kısır döngü tam olarak burada başlar.

Sonuç olarak; doğru temizlik, doğru içerikler, doğru nemlendirme ve gerektiğinde profesyonel destek…

Hepsi bir araya geldiğinde yağlı cilt artık bir yük değil, iyi yönetilmiş bir biyolojik avantaj hâline gelir. Cildin kendine özgü düzenine saygı duyduğumuzda ise parlama, karmaşa olmaktan çıkıp anlaşılabilir bir mekanizmaya dönüşür. Her cilt gibi yağlı cilt de doğanın kendine has bir dengesidir; önemli olan bu dengeyi bozmadan yol alabilmektir.

Kısacası: yağlı cilt, “kontrol edilmesi gereken bir sorun” değil, dengelenmesi gereken doğal bir mekanizmadır.