Demokratik kurumların temelini oluşturan yerel meclisler, halkın sesinin yankılandığı, farklı görüşlerin temsil edildiği kutsal alanlardır. Ancak ne yazık ki Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi, bu demokratik işleyişin açıkça ayaklar altına alındığı, bir siyasi mühendisliğin sahnesi hâline getirilmiştir.

Geçtiğimiz aylarda Eylül meclisini bilinçli bir şekilde sabote ederek yaptırmayan Özlem Çerçioğlu, Ekim ayı oturumunda da aynı zihniyetle hareket etmiş, meclisi adeta bir güvenlik ablukası altına alarak halkın iradesine ket vurmuştur. Meclis salonunda CHP’li üyeler ile AKP’li üyeler arasına polis memurlarını sıralamak, sadece fiziksel bir ayrım değil; zihinsel ve ideolojik bir bölünmenin de açık göstergesidir.

Şenol Aslanoğlu’nun Tahliyesine İtiraz!
Şenol Aslanoğlu’nun Tahliyesine İtiraz!
İçeriği Görüntüle

Bu tablo, Aydın’da siyasetin nasıl bir kısır döngüye hapsedildiğinin, halkın değil, kişisel çıkarların merkeze alındığının net kanıtıdır. Devletin güvenlik güçlerinin siyasi kutuplaşmanın bir aracı olarak kullanılması ise kabul edilemez bir skandaldır. Meclis salonları güvenlik sahası değil, halkın temsilcilerinin özgürce konuşabildiği demokratik platformlar olmalıdır. Ancak Çerçioğlu, bu gerçeği yok saymakta, toplumun farklı kesimlerini kutuplaştırmakta ve ayrımcılığı kurumsallaştırmaktadır.
Özlem Çerçioğlu’nun Aydın’da temsil ettiği anlayış, sadece siyasi rakiplerini değil; ortak aklı, toplumsal barışı ve demokratik teamülleri de dışlayan bir anlayıştır. CHP’nin ülke genelinde "birleştirici çatı" olduğu yönündeki söylemlerinin, Aydın’da yaşanan bu tabloda hiçbir karşılığı kalmamıştır. Aydın halkı, kimin gerçekten hizmet odaklı, kimin ise koltuk odaklı olduğunu çok net görmektedir.

Aydın artık bu gerilim siyasetinden, ayrımcılık üzerine kurulu yönetim anlayışından kurtulmalıdır. Siyasi rekabetin değil, halk için üretilen hizmetin konuşulduğu bir Aydın, ancak samimi ve kapsayıcı bir siyasetle mümkündür.

Whatsapp Image 2025 10 14 At 16.39.22Whatsapp Image 2025 10 14 At 16.39.02

Kaynak: haber merkezi