İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ercan Kayhan (58), Çekmeköy Ömerli’de bulunan Yeşil Oba Et Mangal Restaurant’ta uğradığı bıçaklı saldırıda hayatını kaybetti. Cinayet, yargı camiasını yasa boğarken kamuoyunda da geniş yankı uyandırdı. Katil zanlısı Mustafa Can Gül (19) jandarma ekiplerinin çalışmasıyla kısa sürede yakalanarak tutuklandı. Ancak olayın ardından ortaya çıkan ifadeler ve ailelerin karşılıklı iddiaları, cinayeti sıradan bir tartışma olmaktan çıkararak büyük bir muamma haline getirdi.
Olay Günü
Olay, önceki akşam saatlerinde yaşandı. Zanlı Gül, ifadesine göre, içeride biriken 150 bin lira alacağını almak için işletmeye gitti. Önce restoranın sahibi görünen Bilal Bilgin ile konuşmak istediğini söyleyen Gül, daha sonra içeri giren savcı Kayhan ile karşı karşıya geldi. İkili arasında sözlü tartışma kısa sürede arbedeye dönüştü.
Gül, ifadesinde yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Paramı almak için gitmiştim. Kayhan beni itmeye başladı, ben de onu ittim. Aramızda arbede çıktı. Masada duran bıçağa ikimiz de uzandık. Bıçak önce onun sonra benim elime geçti. Önce karnına doğru savurdum, isabet etmedi. Arbede sırasında dışarı çıktık. Elimdeki bıçağı istemsizce boynuna sapladım. Yere düşünce bir anlık panikle boğazını kestim. Kaçmadım, kapıya doğru gittim ve jandarma gelince teslim oldum.”
Ortaklık ve Dayak İddiaları
Cinayet sonrası en çok tartışılan konulardan biri, savcı Kayhan’ın restoranla bağı oldu. Zanlı Gül, Kayhan’ın Bilal Bilgin ile birlikte işletmenin ortağı olduğunu iddia etti. Ayrıca Kayhan’ın, kendisini uyuşturucu kullandığı gerekçesiyle işten çıkardığını, çalıştığı dönemde defalarca dövdüğünü ve sevgilisi yanındayken silah çektiğini ileri sürdü.
Gül, iki yıl önce de içeride biriken parasını istediğini, ancak alamayınca tartışma yaşadıklarını ve bu olayın sonucunda işten kovulduğunu anlattı.
Ailelerin Çelişkili Anlatımları
Gül’ün anne ve babası ise çok daha farklı iddialar ortaya attı. Anne Huriye Gül, Kayhan’ın oğlunu yıllar önce yanına aldığını, liseye kaydını yaptırdığını ve adeta kendi çocuğu gibi yetiştirdiğini söyledi:
“Oğlum yaklaşık 7-8 yıldır savcıyla birlikteydi. Onu işletmesinde çalıştırdı, sürekli yanında gezdirdi. Mercedes arabasını bile ehliyeti olmamasına rağmen oğluma veriyordu. Adliyeye giderken eşyalarını taşıtırdı. Oğlum bir süre onunla yaşar gibi oldu.”
Baba İsmail Hakkı Gül ise daha ağır sözler sarf ederek, Kayhan’ın oğullarını ailesinden kopardığını öne sürdü:
“Oğlum önce restoranda mangal közlerini temizlerdi, sonra farklı işlerde çalıştı. Savcı zamanla oğlumu bizden kopardı. Alkol ve uyuşturucuya onun yanında başladı. Bizi dinlemez oldu. Mafya gibi yetiştirdi, okutacağım dedi okutmadı. Bir de lise üçüncü sınıftan aldı, dışarıdan okutacağım dedi, onu da yapmadı.”
Aile, Kayhan’ın yardım etmeyi bırakmasıyla birlikte aralarındaki ilişkinin bozulduğunu ve husumetin başladığını iddia ediyor.
“Beş Askere Dövdürttü” İddiası
Anne Huriye Gül, oğlunun işten çıkarılmasının ardından çok zor günler geçirdiğini, cam kırma olayı nedeniyle hapis yattığını söyledi. Baba ise, oğlunun bir benzinlikte çalıştığı dönemde Kayhan’ın talimatıyla “beş askere dövdürüldüğünü” öne sürdü.
Zanlının Suç Geçmişi
Mustafa Can Gül’ün geçmişinde üç ayrı sabıka kaydı bulunduğu ortaya çıktı. “Kadına karşı şiddet”, “ısrarlı takip” ve “konut dokunulmazlığını ihlal” suçlarından yargılandığı, 2024-2025 yıllarında iki kez cezaevine girip çıktığı belirlendi. Gül’ün sosyal medyada paylaştığı bazı görüntülerin ise olay sonrası silinmesi dikkat çekti.
Savcı Neden Koruma İstemedi?
Savcı Kayhan’ın, sık sık gittiği ya da ortak olduğu iddia edilen bir mekânda, daha önce husumet yaşadığı ileri sürülen bir kişi tarafından öldürülmesi, güvenlik zafiyeti tartışmalarını gündeme getirdi. Hakim ve savcılara “çağrılı koruma” hakkı tanınmış olmasına rağmen Kayhan’ın neden böyle bir talepte bulunmadığı da merak konusu oldu.
Cevapsız Sorular
Cinayetin ardından ortaya atılan çok sayıda iddia, soruşturmayı daha da çetrefilli hale getirdi. Restoranın gerçek sahibinin kim olduğu, Kayhan’ın gerçekten ortak olup olmadığı, zanlının neden bu kadar kısa sürelerde cezaevinden çıktığı, sosyal medya görüntülerinin neden silindiği ve Kayhan’a yönelik bir tehdit bildiriminin yapılıp yapılmadığı henüz netlik kazanmadı.
Olayla ilgili soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülüyor.